| English | Turkish | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | as provided adv. | öngörüldüğü üzere | ||
|
In 2000, we still had the option of making advance payments, as provided for by the relevant regulation. 2000 yılında, ilgili yönetmelikte öngörüldüğü üzere, avans ödemesi yapma seçeneğimiz hala mevcuttu. More Sentences |
||||
| English | Turkish | |
|---|---|---|
| Phrases | ||
| Phrases | except as provided elsewhere expr. | başka bir kısımda/bölümde/yerde aksi belirtilmedikçe/verilmedikçe |
| Phrases | as provided by expr. | tarafından sağlandığı gibi |
| Phrases | except as provided above expr. | yukarıda belirtilen durumlar haricinde |
| Law | ||
| Law | as provided by law expr. | yasalarda belirtildiği şekilde |
| Politics | ||
| Politics | save as otherwise provided n. | aksi öngörülmedikçe |
| Politics | except as otherwise provided expr. | aksi öngörülmediği takdirde |
| Politics | save as otherwise provided expr. | aksine rapor olmadıkça |
